Bakırlıoğlu:” “741 Binlik Ödeneğe 1 Milyar 715 Milyon Lira Harcama Yapılmış!”
“TRT yıllardır lisanssız yayın yaparken BirGün Tv cezalandırılıyor. Bu nasıl bir düzen?” TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde söz alan CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı’nı hem Kartalkaya faciası hem de kültürel etkinlik harcamalarındaki skandallar ve Yunus Emre Vakfı’ndaki yolsuzluk iddiaları üzerinden sert sözlerle hedef aldı.
Bakırlıoğlu:” “741 Binlik Ödeneğe 1 Milyar 715 Milyon Lira Harcama Yapılmış!”
Bakırlıoğlu’ndan Bakan’a Kartalkaya Çıkışı: “Ya Utandınız Gelmediniz, Ya da Bir Suçlunun Kaçma İçgüdüsüyle Saklandınız!”
“Kartalkaya’yı Anmadınız, Komisyona da Gelmediniz! Bakırlıoğlu: ‘Bir suçlunun saklanma içgüdüsüyle mi kaçtınız?’”
“TRT yıllardır lisanssız yayın yaparken BirGün Tv cezalandırılıyor. Bu nasıl bir düzen?”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde söz alan CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı’nı hem Kartalkaya faciası hem de kültürel etkinlik harcamalarındaki skandallar ve Yunus Emre Vakfı’ndaki yolsuzluk iddiaları üzerinden sert sözlerle hedef aldı.
“Kartalkaya katliamından tek kelime etmediniz!”
Bakırlıoğlu, Bakan’ın sunumunda Kartalkaya’da hayatını kaybeden yurttaşlardan hiç bahsetmemesine sert tepki gösterdi: “Kartalkaya faciasından, Kartalkaya katliamından, orada ölen insanlardan hiç bahsetmediniz. Sanki böylesi bir facia hiç yaşanmamış gibiydi sunumunuzda. Ve o insanları hiç anmadınız bile. Kartalkaya Komisyonu’na da gelmediniz. Niçin gelmediniz? Bence iki ihtimal var: Ya utandınız, ölen insanların ailelerinin yüzlerine bakmaya cesaret edemediniz. Ya da bir suçlunun saklanma içgüdüsüyle davrandınız, kaçtınız. Eğer ailelerin yüzüne bakamayacağınız için gelmediyseniz bu ufacık da olsa vicdanınız olduğunu gösterir. Vicdanı olan birinin yapması gereken istifa etmekti. Bunu yapmadığınıza göre, komisyona bir suçlunun kaçma içgüdüsüyle gelmediniz. Demek ki bir suçlunun kaçma, saklanma içgüdüsüyle Komisyona gelmediniz, kaçtınız ama bakın, şimdi karşımızdasınız; ölen insanların ailelerin oturduğu koltukların bir adım mesafesinde oturmaktasınız. Bu salonda, sizin oturduğunuz sıralarda, bürokratlarınızın oturduğu sıralarda, ailelerini kaybetmiş insanların, o acılı insanların isyanları, feryatları bugün bile yankılanmakta. Bu sessiz çığlıktan nasıl kaçacaksınız Sayın Bakan?” diye sordu.
“741 Bin Liralık Ödeneğe Karşılık 1 Milyar 715 Milyon Lira Harcadınız. Kaynağı Nereden Buldunuz?”
Bakırlıoğlu konuşmasının devamında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçe dışı devasa harcamalarını gündeme taşıdı. Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü bütçesinde 741 bin liralık ödeneğe karşılık yıl sonunda tam 2.314 katı olan 1 milyar 715 milyon lira harcandığını belirterek; “2024 yılı kesin hesabına baktığımız zaman Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü bütçesinde 2024 yılında hizmet alımına sadece 741 bin lira ödenek ayrılmış. Yıl sonu harcama ise ödeneğin tam 2.314 katı, 1 milyar 715 milyon lira. Şimdi, anladığımız kadarıyla bizim buradan anladığımız çünkü siz söylemiyorsunuz Kültür Yolu Festivalleri, Yaşayan Miras Festivalleri gibi kültürel, sanatsal etkinliklere 2024 yılında harcanan tutar 1 milyar 715 milyon lira. Doğru mudur Sayın Bakanım, bu rakam harcanan tutar mıdır? Çünkü bununla alakalı, mesele, kültür yoluyla alakalı hiçbir soruya cevap vermemişsiniz, belki bugün verirsiniz. Şimdi, baştan söylemek lazım: Biz bu tip kültürel etkinliklerin yapılmasına karşı değiliz, yapılması lazım. Bizim burada itiraz ettiğimiz nokta şu: Bu olayın şeffaf olmamız, bilgi vermemeniz ve biz burada ciddi bir iş yapıyoruz farkındaysanız, 2026 yılının bütçesini yapıyoruz. Bütçe yapıyoruz ancak bütçede bu tip etkinliklere ne kadar kaynak ayrıldığını göremiyorum, saklıyorsunuz. Ödenek olarak 740 bin lira ayırıyorsunuz, sonra hizmet alımı karşılığı merkezî yönetim bütçesi dışında 1 milyar 715 milyon lira harcama yapıyorsunuz. Bu kaynak nereden geliyor? Bu harcamaların Telif Hakları Genel Müdürlüğü özel hesabından toplandığı, özel kopyalama harcından yapıldığı söylenmekte. Doğru mudur veyahut da DÖSİM'den mi gelmektedir?
Nereden gelmektedir, bu konuda gerçekten de hiçbir bilgi elimizde yok. 2004-2024 yılında yapılan bu harcama -rakamı söylemediniz, rakam kaç paraysa söyleyeceksiniz herhâlde- hangi etkinliklere harcanmıştır? Kültür Yolu Festivali'nin harcaması ne kadardır? 2025'te ne kadar harcama yapacaksınız? 2026'da ne kadar harcama yapmayı düşünüyorsunuz? Benzer durum mesela Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü taşra teşkilatının bütçesinde de var. Mamul mal alımları için ödenek 202 milyon ancak 1 milyar 425 milyon lira bütçe haricinde, bütçeden gelmeyen kaynak oluşuyor. Bu kaynak nedir, onu öğrenmek istiyoruz. Biz bu etkinliklere karşı değiliz. Ama şeffaf olun. 2024’te ne kadar harcadınız? 2025 ve 2026’da ne kadar harcayacaksınız? Bu bilgiler neden gizleniyor?” şeklinde konuştu.
Yunus Emre Vakfı ve Enstitüsü skandalı: “Soygun iki yıl sürdü!”
Bakırlıoğlu, Yunus Emre Vakfı’ndaki yolsuzluk iddialarını da detaylarıyla gündeme taşıyarak şöyle konuştu: “Yunus Emre Vakfında -sunumunuzda da bahsettiniz- siz mütevelli heyetinde yer almaktasınız ve ciddi yolsuzluk iddiaları vardı biliyorsunuz, 2023'ün Ocak ayında bu basına yansıdı. Ardından mütevelli heyeti üyesi olan 2 üyeniz Fatih Andı ve Musa Duman medyada çıkan iddialarla ilgili dilekçe vererek açıklama ve sizden bilgilendirme istemişler. İddiaların ortaya çıkmasından tam üç ay sonra mütevelli heyeti toplanıyor. Enstitü Başkan Yardımcısı Ahmet Naim Çiçekler görevden alınıyor, yerine de şu anki özel kalem müdürünüz Fatih Gürkan atanıyor ve daha önce açıklama isteyen Fatih Andı ve Musa Duman iddialarla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığını belirterek atamalara muhalefet şerhi koyuyor, bu da Birgün gazetesinde yayınlanıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü soruşturma başlatıyor. Soruşturmada görev alan 38 yıllık başmüfettiş savcılığa Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Başkanı Mustafa Kemal Aran'ın inceleme raporunu engellediğini, baskı yaptığını ve soruşturmanın bu yüzden on dört ay boyunca ilerlemediğini belirterek suç duyurusunda bulunuyor. Suçlamayı engellediği iddia edilen Teftiş Kurulu Başkanı bugün Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı olarak hâlen çalışmakta. Müfettişler soygunun belgelerini 23 Aralık 2024'te cumhuriyet başsavcılığına teslim ediyorlar. 2 Ocak 2025'te polis operasyonu başlıyor ve 23 kişi gözaltına alınıyor. Aradan tam iki yıl geçiyor ve bu iki yıl içerisinde soygun devam ediyor. Soygun nasıl olmuş? Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş'in oğlu Enes Ateş'in bir şirketi varmış ve bu şirket üzerinden naylon fatura düzenleniyor, sahte belgeler düzenleniyor, yapılmayan işlerin ücretleri alınıyor ve tespit edilen vurgun 60 milyon lira. Bu arada Enstitü Başkanı kaçıyor, sonradan yakalanıyor ve başka ilginç gelişmeler var. Mesela, Semih Yalçın'ın oğlu ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanının eşi -ki bunların da imzaları var- 12 Aralık 2024 tarihli Birgün gazetesinde haberinden 15 gün sonra, polis operasyondan az önce istifa ediyorlar. Yani neresinden bakarsanız bakın, bir skandal, neresinden bakarsanız bakın, bir rezalet, nereden tutarsan elinde kalıyor. Soruşturma bizzat Teftiş Kurulu Başkanı tarafından engelleniyor, daha sonra bu teftiş Kurulu Başkanı Genel Müdür Yardımcısı oluyor. İddialar büyük ancak Vakfın Başkanı iki yıl boyunca görev başında duruyor, Başkan Yardımcısı nedense görevden alınıyor, yerine özel kalem müdürü getiriliyor, bu sırada iki yıl boyunca soygun devam ediyor ve siz de halen o koltukta oturabiliyorsunuz. Esasında rezalet bununla da sınırlı kalmıyor, Yunus Emre Vakfını hortumlayan firmaların RTÜK'e de sizin uhdenizde iş yaptığı iddianamede ortaya çıkıyor, bu, Birgün gazetesinde haber oluyor, haberin ardından 2023’te ortaya çıkan yolsuzluk iddialarının ardından iki mütevelli üyesi bilgi istedi ancak açıklama yapılmadı. Üç ay sonra mütevelli heyeti toplandı, Başkan Yardımcısı görevden alındı; yerine Bakan’ın özel kalem müdürü getirildi. 38 yıllık başmüfettiş, teftiş kurulu başkanının raporu engellediğini söyleyip savcılığa suç duyurusunda bulundu. Soruşturmayı engellediği iddia edilen teftiş kurulu başkanı bugün Genel Müdür Yardımcısı olarak görevde. Müfettişler hazırladıkları belgeleri 23 Aralık 2024’te savcılığa verdi, 2 Ocak 2025’te operasyon yapıldı, 23 kişi gözaltına alındı. Yapılmayan işler için sahte belgeler düzenlendi, 60 milyon liralık vurgun yapıldı. Bu sırada soygun iki yıl boyunca devam etti!”
“TRT yıllardır lisanssız yayın yaparken BirGün Tv cezalandırılıyor. Bu nasıl bir düzen?”
Rezaletin bununla da sınırlı kalmadığını vurgulayan Bakırlıoğlu şunları söyledi: ”Yunus Emre Vakfını hortumlayan firmaların RTÜK'e de sizin uhdenizde iş yaptığı iddianamede ortaya çıkıyor. Bu durum, Birgün gazetesinde haber oluyor. Haberin ardından olayı soruşturması gereken RTÜK, olayı ortaya çıkartan BirGün'ü TV kanalında lisans dayatması yapıyor ve adeta ceza vermeye kalkıyor. Yıllardır lisanssız yayın yapan TRT tabii, Euro D, TV8,5, Apple TV yayınlarına devam ederken BirGün cezalandırılmak isteniyor. Ve ayrı bir olay, mesela, Kılıçaslan FM ve Radyo 45'lik logolu 2 tane yayın kuruluşuna Anayasa Mahkemesi kararına rağmen karasal radyo frekans tahsisi yapılmış ve bu tahsisten dolayı söz konusu logolu firmaların ciddi bir şekilde değer artışına sebep olduğu ve haksız rekabete de sebep olduğu belirtilmekte. Bu konuda diyecekleriniz var mı?”


admin


