CHP’Lİ BAŞEVİRGEN’İN HUZUREVİ SORUSUNA İKİ FARKLI YANIT

CHP’Lİ BAŞEVİRGEN’İN HUZUREVİ SORUSUNA İKİ FARKLI YANIT: HUZUREVLERİNE BAŞVURU ORANINA CİMER YÜZDE 41, BAKANLIK YÜZDE 156 DEDİ

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, son 5 yılda huzurevlerine başvurulardaki artışı hem CİMER, hem soru önergesi yoluyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sorup iki farklı yanıt aldığını açıkladı. CİMER’den gelen yanıtta son 5 yılda huzurevlerine başvurulardaki artışın yüzde 41, soru önergesine gelen yanıtta ise yüzde 156 olduğuna dikkat çeken Başevirgen, “Bu oranın yüzde 156’ya dayanmış olması, işin ne denli ciddi bir toplumsal sorun haline geldiğini ortaya koyuyor. İktidarı, huzurevi ve yaşlı bakım merkezlerinin sayısı ve kapasitesinin artırılması için göreve davet ediyoruz” dedi.

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, son 5 yılda huzurevlerine başvurulardaki artışı hem CİMER, hem soru önergesi yoluyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sorup iki farklı yanıt gelmesine tepki gösterdi. Karın tokluğuna yaşamaya çalışan yaşlıların vahim durumunun huzurevlerine başvurulardaki artıştan açık ve net bir şekilde görüldüğünü belirten Başevirgen, konuya ilişkin bir açıklama yaptı.

“BAKAN GÖKTAŞ’TAN İTİRAF GİBİ BİR YANIT ALDIK”

Son 5 yılda huzurevlerine yapılan başvuru oranlarına ilişkin CİMER ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan iki farklı yanıt gelmesini tepki gösteren Başevirgen, “Mayıs ayında son 5 yılda huzurevi ile huzurevi yaşlı bakım merkezlerine başvuranların sayısındaki artış oranını CİMER’e sormuştuk. CİMER, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından aldığı verilerle son 5 yılda huzurevlerine başvurularda yüzde 41 oranında artış olduğunu açıklamıştı. Biz, o zaman da bu verilerin gerçeği yansıtmadığını ısrarla ifade etmiştik. Bunun üzerine aynı sorularımızı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş’a soru önergesiyle sorduk. Bakan Göktaş’tan ise itiraf gibi bir yanıt aldık” dedi.

“AYNI SORUYU HEM CİMER’E HEM AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI’NA SORUP İKİ FARKLI YANIT ALDIK”

Huzurevlerine başvurulardaki artışın yüzde 156’lara dayanmasının ciddi bir toplumsal sorun olduğuna dikkat çeken Başevirgen, “Bakan, verdiği yanıtta son 5 yılda huzurevlerine başvurulardaki artış oranının yüzde 41 değil, yüzde 156 olduğunu söyledi. Yani aynı soruyu hem CİMER, hem soru önergesi yoluyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sorup iki farklı yanıt aldık. Son 5 yılda huzurevlerine başvurularda yüzde 41’in üzerindeki artış bile korkutucuyken, bu oranın yüzde 156’ya dayanmış olması, işin ne denli ciddi bir toplumsal sorun haline geldiğini ortaya koyuyor” açıklamasını yaptı.

“YAŞLILARIMIZIN DURUMUNU HUZUREVLERİNE BAŞVURULARDAKİ ARTIŞTAN NET BİR ŞEKİLDE GÖRÜYORUZ”

Huzurevlerine başvurulardaki artışın temel nedenlerine de değinen Başevirgen, “Başvurulardaki artışın en önemli sebebi, yaşadığımız büyük ekonomik kriz ve yaşlı yoksulluğu. Özellikle emekli maaşlarının çok düşük kalması, buna karşılık kira ve sabit giderlerdeki yüksek artış, yaş almış yurttaşlarımızı huzurevlerine yönlendiriyor. Geçinmekte zorlanan, kiralarını ödeyemeyen, karın tokluğuna yaşamaya çalışan yaşlılarımızın vahim durumunu huzurevlerine başvurulardaki artıştan açık ve net bir şekilde görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“YAŞLILARIMIZ HUZUREVLERİNDE HUZURSUZLUĞA MAHKÛM EDİLİYOR”

İktidarı, huzurevi ve yaşlı bakım merkezlerinin sayısı ve kapasitesinin artırılması için göreve davet eden Başevirgen, son olarak şunları söyledi:

“Yaşlıların bakılması, korunması, gözetimi sosyal devlet ilkesinin gereğidir. Yaşlılarımıza sahip çıkmayan bir iktidar var ve bu iktidar yaşlılarımızı kaderine terk ediliyor. Hayatları boyunca çalışıp, didinen vatandaşlarımız ilerleyen yaşlarında tam da huzur aradıkları bir dönemde, huzurevlerinde huzursuzluğa mahkûm ediliyor. Peki parası olmayan, özel huzurevlerine gidemeyen vatandaş ne yapacak? Sokakta mı kalacak? Aldığı 10 bin lira maaşla barınma sorununu çözse aç kalacak, karnını doyursa barınamayacak. Bunun adı vicdansızlıktır. İktidarı, huzurevi ve yaşlı bakım merkezlerinin sayısı ve kapasitesinin artırılması için göreve davet ediyoruz. Ekonomik yıkımın bedelini işçiye, emekliye, emekçiye, memura ödetmeye çalışıyorsunuz ancak yaşlılarımıza ödetemezsiniz.”